Znaš da bih osvetila tvoju smrt samo iz ljubavi, zar ne?
Sevdiğim birinin intikamını alırım elbette, orası kolay.
Da, iz Crkve, ali ne samo iz Crkve.
Evet, kiliseden. Fakat sadece kilise de değildi.
Bili su muškarci, žene, mladi, stari -- ne samo iz vojske; iz različitih organizacija, mnogi od njih prepuni detalja samo od rukovanja.
Erkek, kadın, genç ve yaşılardan oluşuyordu -- sadece ordudan değil bir çok farklı organizasyondan gelen insanlar, birçoğuyla sadece el sıkışmıltık.
Darwin je preferirao izraz agnostici -- i ne samo iz odanost svojem prijatelju Huxleyu, koji je izmislio taj termin.
Darwin "bilinemezci"yi tercih etmişti-- sadece bu kelimeyi bulan arkadaşı Huxley'e bağlılığından değil.
A to uključuje otprilike 2.723 kilograma žive samo iz naših zubnih punjenja svake godine.
Buna her yıl diş dolgusunda kullanılan 5000 poundluk civa da dahildir.
Samo iz znatiželje, gdje ste sletjeli kad ste letjeli preko Grand Canyona?
Sadece meraktan soruyorum, Büyük Kanyon'un üstünde uçarken nereye indiniz?
Inovacije, kreativnost, i razvitak ne nastaju samo iz ideja u našem umu.
Yenilik, yaratıcılık, gelişme sadece zihnimizdeki fikirlerden gelmez.
To je poput, na Facebooku, imamo prijatelje samo iz -- vaši susjedi su vam prijatelji na Facebooku.
Bu, Facebook'ta sadece arkadaşlarınızdan biri gibi.. Bu, komşularınızın Facebbok'ta arkadaşınız olması gibi.
Iz razloga što su nam naša djeca dragocjena, ne samo iz razloga tko su, nego zbog nas, zbog toga jer su povezani s nama i zbog vremena i povezanosti.
Bunun sebebi çocuklarımızın çok değerli olmasıdır. Sadece kim olduklarıyla ilgili değil, bizim yüzümüzden, bize çok yakın olmaları yüzünden, zaman ve ilişki yüzünden.
Michael Rubinstein: A evo i tog govora koji smo povratili samo iz videa one iste vrećice čipsa.
Michael Rubinstein: Ve aynı cips paketi videosundan kurtardığımız o konuşma
Ako vidite nekoga duboko ranjenog, kako jako pati, možda ćete pomoći samo iz empatične uznemirenosti -- -- ne možete to podnijeti, pa je bolje pomoći nego i dalje gledati tu osobu.
Eğer derinden yaralanmış, fazlasıyla acı çeken birini görürseniz, sadece empatik bir üzüntü nedeniyle yardım edebilirsiniz. Dayanamazsınız ve gidip yardım etmek, öylece bakmaktan daha iyi gelir.
Povlačenje poluge sa znakom lubanje samo iz znatiželje također nije bilo baš pametno, ali sad je kasno za plakanje jer moraš brzo pobjeći od mutantskih zombija.
Sırf ne işe yaradığını öğrenmek için, üzerinde kurukafa sembolü bulunan kolu çekmek de akıllıca değildir, fakat şu an pişmanlık zamanı değil çünkü, bu mutant zombilerden hızlı bir şekilde kaçmanız gerekiyor.
Zbog petnaestog traga znaš da susjed Norvežanina, koji može biti samo iz druge kuće, puši Blends.
Hardver se i softver naših računala samo iz nekog razloga prestane poboljšavati.
Her nedense bilgisayarlarımızın donanım ve yazılımı daha iyi olmayı durduruyor.
Čeoni režanj izgleda funkcionira kao filter pokušavajući pustiti informacije samo iz onog kvadrata na koji obraćate pažnju, i pokušavajući inhibirati informacije iz ignoriranog kvadrata.
Ön kısım, görünen o ki yalnızca dikkatinizi verdiğiniz kareden gelen bilgiyi almaya çalışan bir filtre gibi çalışıyor ve göz ardı edilenden gelen bilgiyi de engellemeye çalışıyor.
Smjestili smo Zemlju u središte uklopljenih sfera, samo iz razloga jer to je mjesto otkuda obavljamo naša promatranja.
Dünya, kürelerin tam ortasına koyulmuş; çünkü dünya gözlemi yaptığımız yerdir.
I bio sam slobodan staviti samo 5 godina šećera u osnovnoj školi, samo iz mlijeka.
Beş yıllık ilköğretim hayatında alacağı şeker miktarını da göstereyim dedim. Bu sadece sütten.
TÓa, zar sam ja Bog samo iz blizine - riječ je Jahvina - zar iz daljine nisam više Bog?
Ben yalnızca yakındaki Tanrı mıyım? Uzaktaki Tanrı da değil miyim?›› diyor RAB,
1.114933013916s
Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!
Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?
Gerçek şu ki çocuklar sizler bana benim cuma geceleri eğlenmek için yaptıklarımdan farklı ne yapabilirsiniz? 